Avukat Dinç Can Kaptan'ın BBC gazetesi Bilişim Suçları Dijital Şiddet üzerine son röportajını okumak için lütfen tıklayın.  Cumhuriyet Gazetesi'nde de yayınlanan bu röportajı Cumhuriyet Gazetesi üzerinden okumak için ise lütfen burayı tıklayın.

Çekişmeli Boşanma Davası Anlaşmalı Boşanma Davası Olarak Devam Edebilir mi?

Eşlerin dava sırasında anlaşmaları durumunda gerçekleşmesi mümkündür. Tabi eşler 1 yıllık evlilik süresini doldurmuşsa

.MK 166/2:Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.

YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/19546
K. 2010/1158
T. 21.1.2010
• BOŞANMA ( Kanunda Öngörülen Evliliğin En Az Bir Yıl Sürme Şartı Gerçekleşmeden Tarafların Kabulüne Dayanarak Boşanmaya Karar Verilmesinin Usul ve Yasaya Aykırılığı )
• EVLİLİĞİN TEMELİNDEN SARSILMASI ( Evlilik En Az Bir Yıl Sürmüş İse Eşlerin Birlikte Başvurması Ya da Bir Eşin Diğerinin Davasını Kabul Etmesi Halinde Koşulun Gerçekleşmiş Sayılacağı )
• ANLAŞMALI BOŞANMA ( Kanunda Öngörülen Evliliğin En Az Bir Yıl Sürme Şartı Gerçekleşmeden Tarafların Anlaşmalarına Dayanarak Boşanmaya Karar Verilemeyeceği )
4721/m. 166
ÖZET : Tarafların evlendikleri ve davanın açıldığı tarihte henüz bir yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmıştır.

Mahkemece, tarafların gösterdikleri delillerin toplanarak, Medeni Kanunun 166/1-2. maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Medeni Kanunun 166/3.maddesinde öngörülen bir yıllık süre şartı gerçekleşmeden tarafların anlaşmalarına dayanarak boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166. maddesinin 3. fıkrası gereğince, boşanma kararı verilebilmesi için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin, diğerinin davasını kabul etmiş olması gerekir. Bu halde dahi boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır.

İncelenen dosyada, tarafların boşanma hususunda anlaştıkları görülmektedir.

Dosyada mevcut nüfus kaydından, tarafların 12/3/2008 tarihinde evlendikleri anlaşılmış olup, dava tarihine göre henüz bir yıllık yasal süre dolmamıştır. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 166. maddesinin üçüncü fıkrasında öngörülen bir yıllık süre şartının gerçekleşmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 21.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas : 2008/1912
Karar : 2009/4076
Tarih : 09.03.2009
o BOŞANMA
o TARAFLARIN BİZZAT DİNLENMESİ GEREĞİ
o EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı vekilinin davalı aleyhine 9/8/2002 tarihinde açtığı şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasında, tarafların boşanma ve diğer hususlarda anlaştıklarına ilişkin taraf vekillerinin duruşmadaki beyanları doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmüne göre, en az bir yıl sürmüş evliliklerde eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde dahi boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması gerekmektedir.

Taraflar hazır bulunup, bizzat anlaştıklarını açıklamaz veya hakim tarafların anlaşmalarını uygun bulmaz ise, taraflardan delilleri sorulup, toplanması sonucunda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığının anılan Kanunun 184. maddesi çerçevesinde takdiri gerekirken, davacı ve davalı asil dinlenilmeksizin taraf vekillerinin beyanları ile boşanma hükmü kurulmuş olması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 09.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

  1. Yalçın