Avukat Dinç Can Kaptan'ın BBC gazetesi Bilişim Suçları Dijital Şiddet üzerine son röportajını okumak için lütfen tıklayın.  Cumhuriyet Gazetesi'nde de yayınlanan bu röportajı Cumhuriyet Gazetesi üzerinden okumak için ise lütfen burayı tıklayın.

İşveren Vekili Genel Müdür İşe İade Davası

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2009/41888
K. 2010/37464
T. 13.12.2010
• FESHİN GEÇERSİZLİĞİ VE İŞE İADE ( İşletme Düzeyindeki İşyerinde İşletmeyi Sevk ve İdare Yetkisine Sahip İşveren Vekili Genel Müdürün Yardımcısı Olan ve Genel Müdür Yardımcısı Olarak Çalışan Davacının İşveren Vekili Yardımcısı Olması Nedeni İle İş Güvencesi Hükümlerinden Yararlanamayacağı )
• İŞLETME DÜZEYİNDEKİ İŞYERİ ( İşletmeyi Sevk ve İdare Yetkisine Sahip İşveren Vekili Genel Müdürün Yardımcısı Olan ve Genel Müdür Yardımcısı Olarak Çalışan Davacının İşveren Vekili Yardımcısı Olması Nedeni İle İş Güvencesi Hükümlerinden Yararlanamayacağı )
• İŞVEREN VEKİLİ ( İşletmeyi Sevk ve İdare Yetkisine Sahip İşveren Vekili Genel Müdürün Yardımcısı Olan ve Genel Müdür Yardımcısı Olarak Çalışan Davacının İşveren Vekili Yardımcısı Olması Nedeni İle İş Güvencesi Hükümlerinden Yararlanamayacağı )
• İŞ GÜVENCESİ HÜKÜMLERİNDEN YARARLANMA ( Feshin Geçersizliği ve İşe İade – İşletme Düzeyindeki İşyerinde İşletmeyi Sevk ve İdare Yetkisine Sahip İşveren Vekili Genel Müdürün Yardımcısı Olan ve Genel Müdür Yardımcısı Olarak Çalışan Davacının İşveren Vekili Yardımcısı Olması Nedeni İle Yararlanamayacağı )
4857/m.21
ÖZET : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Dosya içeriğine göre davalı Anonim Şirket ile davacı arasında imzalanan iş sözleşmesi ile davacının işletme düzeyindeki işyerinde Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışacağı kararlaştırılmıştır. Tanıklar davacının Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığını beyan etmişler, mütalaasına başvurulan bilirkişi de davacının işveren vekili yardımcısı olduğunu belirtmiştir. İşletme düzeyindeki işyerinde işletmeyi sevk ve idare yetkisine sahip işveren vekilli Genel Müdürün yardımcısı olan ve Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışan davacının işveren vekili yardımcısı olması nedeni ile iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı açıktır. Mahkemece davanın reddi gerekir.

DAVA : Davacı,vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18-21. maddeleri uyarınca feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.

Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi B.Kar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davalı işyerinde Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini, belirterek feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı işveren vekili, davacının genel müdür yardımcısı olarak işyerinde çalıştığını, işçilerin giriş ve çıkışlarında imza yetkisi kullandığını ve bu durumda işveren vekili olduğunu ve işe iade davası açma hakkının bulunmadığını, davacının iş güvencesi kapsamında olmadığını bu nedenle davanın reddi gerektiğini, ayrıca davacının bulunduğu görevden memnun olmadığı ve kendisini istihdama gerek olmadığını belirten istifa niteliğinde email gönderdiğini, sözleşmeyi fesheden işçinin feshinin geçersizliğini isteyemeyeceğini, ayrıca ekonomik krizin müvekkili şirketi etkilediğini ve davacının da ücretinin yüksek olduğunu, sektörün ciddi bir darboğazda olduğunu ve işçi çıkarma durumunun devam edebileceğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, bilirkişi raporundaki işveren vekili olduğu tespitine katılınmayarak, davacının şirketi temsile yetkili kişilerden olmadığı, işçilerin işe giriş ve iş akdi sözleşmelerinin yanında mutlak surette onaylayan sıfatı ile imzası olup, işçiyi işe alan ve çıkaran kişi olmadığı, dolayısı ile işletmenin tümünü idare eden işveren vekili konumunda olmadığı, davacının bireysel iş güvencesi kapsamında kaldığı kabul edilerek, davalı işletmenin faaliyetinin devam ettiği, iş sözleşmesi sonlandırılacak işçiler belirlenirken davacının seçilmesinin nedeninin belli olmadığı, feshe son çare olarak başvurulmadığı, işverenin işletmesi ile ilgili konularda karar verme serbestisi ile işçilerin işlerini koruma hakları arasındaki dengenin sağlanmadığı ve feshin geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmaması gerekir.

İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri herşeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcıları olduğuna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdür ile yardımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilinin ayrıca işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisinin bulunması gerekmez.

Dosya içeriğine göre davalı Anonim Şirket ile davacı arasında imzalanan iş sözleşmesi ile davacının işletme düzeyindeki işyerinde Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışacağı kararlaştırılmıştır. Tanıklar davacının Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığını beyan etmişler, mütalaasına başvurulan bilirkişi de davacının işveren vekili yardımcısı olduğunu belirtmiştir. İşletme düzeyindeki işyerinde işletmeyi sevk ve idare yetkisine sahip işveren vekilli Genel Müdürün yardımcısı olan ve Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışan davacının işveren vekili yardımcısı olması nedeni ile iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı açıktır. Mahkemece davanın reddi yerine yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı bulunmuştur.

4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarda açıklanan gerekçe ile;

1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davanın REDDİNE,

3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

4. Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 55.80 yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,

5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.100.00.- TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak, 13.12.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.