Avukat Dinç Can Kaptan'ın BBC gazetesi Bilişim Suçları Dijital Şiddet üzerine son röportajını okumak için lütfen tıklayın.  Cumhuriyet Gazetesi'nde de yayınlanan bu röportajı Cumhuriyet Gazetesi üzerinden okumak için ise lütfen burayı tıklayın.

Nafakanın İptali ve Kaldırması Davası

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/3290
K. 2002/5942
T. 27.5.2002
• BOŞANMA DAVASINDA HÜKMEDİLEN YOKSULLUK NAFAKASI ( Nafaka Alan Eşin Çalışmaya Başlaması Nedeniyle Kaldırılması Talebi – Asgari Ücretle Çalışmanın İnsanca Bir Hayat Sürmeye Yetmemesi )
• ASGARİ ÜCRETLE ÇALIŞMAYA BAŞLAYAN KADIN ( Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Talebinin Reddi Gereği )
• YOKSULLUK NAFAKASININ KALDIRILMASI TALEBİ ( Nafaka Alan Kadının Asgari Ücretle Çalışmaya Başlaması )
• NAFAKANIN KALDIRILMASI TALEBİ ( Yoksulluk Nafakası Almakta Olan Eşin Asgari Ücretle Çalışmaya Başlaması )
743/m.144
4721/m.175
ÖZET :Davada, anlaşmalı boşanma sonunda davalı kadın yararına bağlanan aylık 100.000.000 lira yoksulluk nafakasının; davalının, özel bir şirkette çalışmaya başladığı ve geçinmeye yetecek derecede gelire sahip olduğu ileri sürülerek kaldırılması istenilmiştir. Somut olayda; asgari ücretle özel bir şirkette çalışan davalının aldığı maaşın ona insanca yaşayıp geçinme olanağı sağlamayacağı, yurt gerçeklerine göre onu yoksulluktan kurtarmayacağı kuşkusuzdur. Kaldı ki, davalı çalıştığı işten kısa süre içerisinde ayrılmış ve işsiz kalmıştır. Çalışma olgusunun süreklilik arz etmediği de gözetildiğinde, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı gerekçe ile kabulü doğru görülmemiştir.

DAVA : Dava dilekçesinde davalının Ankara’da M.. adlı özel bir şirkette çalışmaya başladığı ileri sürülerek, yoksulluk nafakasının kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

KARAR : Davada, anlaşmalı boşanma sonunda davalı kadın yararına bağlanan aylık 100.000.000 lira yoksulluk nafakasının; davalının, Ankara’da M.. adlı özel bir şirkette çalışmaya başladığı ve geçinmeye yetecek derecede gelire sahip olduğu ileri sürülerek kaldırılması istenilmiştir.

Mahkemece, “tarafların mahkeme kararıyla anlaşmalı olarak boşandıkları, protokol uyarınca davalı için 15.03.2000 tarihinden başlamak kaydı ile 15.07.2000 tarihine kadar aylık 200.000.000 lira, 15.08.2000 tarihinden itibaren de aylık 100.000.000 lira yoksulluk nafakasının belirlendiği anlaşılmıştır. M.. Turizm Danışmanlık ve Temsilcilik limited şirketinin 12.03.2001 günlü yazısında davalı Zeynep’in 06.02.2000 tarihinde şirket elemanı olup, net ücretinin 109.485.000 lira olduğu bildirilmiştir. Her ne kadar davalı taraf yargılama sırasında davalı Zeynep’in işten ayrıldığına ilişkin belgeleri sunmuşsa da, sunulan ibraname içeriğinden davalının işten kendi isteği ile ayrıldığı anlaşılmış, ….. bu durumda yoksulluk ortadan kalktığından, nafakanın iptali gerekmiştir” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Medeni Kanunun 144. maddesinde “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir” hükmü getirilmiştir.

Yoksulluğun hukuksal kavramı anılan maddede tanımlanmamış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.

Davalının, M.. adlı şirkette asgari ücretle ( 109.485.000 lira ) çalıştığı, davanın açılmasından sonra işten ayrıldığı anlaşılmaktadır.

Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik kararlarında, “asgari ücretle çalışılmakta bulunması” yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. ( HGK.07.10.1998 gün 1998/2-656 E, 1998/688 K, 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları )

Somut olayda; asgari ücretle özel bir şirkette çalışan davalının aldığı maaşın ona insanca yaşayıp geçinme olanağı sağlamayacağı, yurt gerçeklerine göre; onu yoksulluktan kurtarmayacağı kuşkusuzdur. Kaldı ki, davalı çalıştığı işten kısa süre içerisinde ayrılmış ve işsiz kalmıştır. Çalışma olgusunun süreklilik arz etmediği de gözetildiğinde, mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı gerekçe ile kabulü doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.