Avukat Dinç Can Kaptan'ın BBC gazetesi Bilişim Suçları Dijital Şiddet üzerine son röportajını okumak için lütfen tıklayın.  Cumhuriyet Gazetesi'nde de yayınlanan bu röportajı Cumhuriyet Gazetesi üzerinden okumak için ise lütfen burayı tıklayın.

İşverenin Haklı Nedenle Derhal Fesih Hakkı

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/28802
K. 2009/13775
T. 25.5.2009
• FESHİN GEÇERSİZLİĞİ VE İŞE İADE ( İşçinin Kusursuz Olduğunun Ortaya Çıkması Halinde İşverenin Haklı ve Geçerli Fesih İmkânı Olmadığı Gibi İşçinin Kusuru Belli Bir Yüzde ya da Belli Bir Oran Olarak Saptanmışsa Zararın Miktarı da Bu Kusur Nispetinde Azaltıldıktan Sonra Otuz Günlük Ücreti Aşıp Aşmadığına Bakılacağı )
• İŞÇİNİN KUSURSUZ OLMASI ( İşverenin Haklı ve Geçerli Fesih İmkânı Olmadığı Gibi – İşçinin Kusuru Belli Bir Yüzde ya da Belli Bir Oran Olarak Saptanmışsa Zararın Miktarı da Bu Kusur Nispetinde Azaltıldıktan Sonra Otuz Günlük Ücreti Aşıp Aşmadığına Bakılacağı )
• İŞÇİNİN İŞVERENİ ZARARA UĞRATMASI ( 30 Günlük Ücretten Az Zarar Nedeni İle İşyerinde Olumsuzluklara Meydana Gelmiş ve İş İlişkisinin Sürdürülmesi İşveren Açısından Önemli Ölçüde Beklenmez Bir Hal Almış İse Feshin Geçerli Nedene Dayandığının Kabulü Gerektiği )
• İŞÇİNİN DAVRANIŞLARINDAN KAYNAKLANAN GEÇERLİ FESİH ( 30 Günlük Ücretten Az Zarar Nedeni İle İşyerinde Olumsuzluklara Meydana Gelmiş ve İş İlişkisinin Sürdürülmesi İşveren Açısından Önemli Ölçüde Beklenmez Bir Hal Almış İse Feshin Geçerli Nedene Dayandığı )
4857/m.18, 21
ÖZET : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. İşverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya ya da maddelere 30 günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu hususu düzenlenmiştir. İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı ve geçerli fesih imkânı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır. 30 günlük ücreti tutarında bir zarar yoksa iş sözleşmesinin feshi haklı neden olarak kabul edilmemelidir. Ancak 30 günlük ücretten az zarar nedeni ile işyerinde olumsuzluklara meydana gelmiş ve iş ilişkisinin sürdürülmesi işveren açısından önemli ölçüde beklenmez bir hal almış ise feshin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekir.

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi S.Göktaş tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı işçi, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.

Davalı T. K. İşletmesi davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, davacının talimatlara uymayarak girilmeyecek yere hafriyat dökmek için girerek kamyonu çukura düşürmesi sonucu kazanın oluştuğunu, iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayandığını, davacının 01.11.2007 tarihli ibraname ile dava ve şikayet haklarından feragat ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece kazanın olduğu yerin hafriyat dökümü yapılması yasak bir yer olduğunun davalılarca kanıtlanamadığı, davacı tanıkların kazanın olduğu yerin harman ( hafriyat ) sahası olduğunu, ışıklandırmasının yapılmadığını, davacının kamyonunu içerisine düşürdüğü yağlama kanalının uyarıcı işaretlerle çevrelenmediği ve bu nedenlerle iş sözleşmesinin bu kaza nedeniyle feshinin haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı A. A.Ş. davacının 08.11.2007 tarihli noter ihtarıyla ihbar, kıdem tazminatı ve diğer haklarının 3 günlük süre içerisinde ödenmesini talep ettiğini, bu ihtarname ile işe iade talebinden vazgeçme yönündeki iradesini ortaya koyduğunu, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının savunmasında gösterilen sahadan başka bir yere girdiğini ve kamyonu çukura düşürdüğünü kabul ettiğini, 30 günlük ücretinin üzerinde maddi hasara sebep olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan, kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.

İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir, işçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.

İşçinin davranışlarına dayanan fesih, her şeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiği belirlendiği, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. Şüphesiz, işçinin iş sözleşmesinin ihlali işverene derhal feshetme hakkını verecek ağırlıkta olmadığı da bu bağlamda incelenmelidir. Daha sonra ise, işçinin isteseydi yükümlülüğünü somut olarak ihlal etmekten kaçınabilip kaçınamayacağının belirlenmesi gerekir, işçinin somut olarak tespit edilmiş sözleşme ihlali nedeniyle işverenin işletmesel menfaatlerinin zarar görmüş olması şarttır.

İşçinin yükümlülüklerinin kapsamı bireysel ve toplu iş sözleşmesi ile yasal düzenlemelerde belirlenmiştir. İşçinin kusurlu olarak ( kasten veya ihmalle ) sebebiyet verdiği sözleşme ihlalleri, sözleşmenin feshi açısından önem kazanır. Geçerli fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini mutlaka kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün ihlal edilerek ihmali davranış ile ihlali yeterlidir. Buna karşılık, işçinin kusuruna dayanmayan davranışları, kural olarak işverene işçinin davranışlarına dayanarak sözleşmeyi feshetme hakkı vermez. Kusurun derecesi, iş sözleşmesinin feshinden soma iş ilişkisinin arz edebileceği olumsuzluklara ilişkin yapılan tahminî teşhislerde ve menfaatlerin tartılıp dengelenmesinde rol oynayacaktır.

İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.

İşçinin iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak ihlal ettiğini işveren ispat etmekle yükümlüdür.

Yan yükümlere itaat borcu, günümüzde dürüstlük kuralından çıkarılmaktadır. Buna göre, iş görme edimi dürüstlük kuralının gerektirdiği şekilde ifa edilmelidir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesih sebebi, işçinin kusurlu bir davranışını şart koşar.

4857 sayılı İş Kanununun 25 II- ( ı ) bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya ya da maddelere 30 günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu hususu düzenlenmiştir. İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı ve geçerli fesih imkânı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır. 30 günlük ücreti tutarında bir zarar yoksa iş sözleşmesinin feshi haklı neden olarak kabul edilmemelidir. Ancak 30 günlük ücretten az zarar nedeni ile işyerinde olumsuzluklara meydana gelmiş ve iş ilişkisinin sürdürülmesi işveren açısından önemli ölçüde beklenmez bir hal almış ise feshin geçerli nedene dayandığının kabulü gerekir.

Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının herhangi farkı bulunmamaktadır. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir. ( Dairemizin 12.05.2008 gün ve 2007/35921 Esas, 2008/12018 Karar sayılı ilamı ).

Dosya içeriğine göre, davalı T. K. İşletmesine ait dekapaj, kömür kazımı ve nakliye işlerini üstlenen diğer davalı A. M. A.Ş. nin işçisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin “31.10.2007 tarihinde gece vardiyasında çalışmanız esnasında yükleme sahasından almış olduğunuz hafriyatı belirlenen döküm sahasına dökmeniz gerekirken, verilen talimatlara uymayıp kendi başınıza karar vererek girilmeyecek sahaya girmeniz neticesinde, kullanmış olduğunuz aracı yüklü vaziyette dikkatsizlik, tedbirsizlik ve kendi savsamanız nedeniyle çukura düşürmeniz neticesinde araç sağ tarafına devrilmiş olup, araçta maddi hasar ve iş kaybına sebebiyet verdiğiniz” gerekçesi ile 4857 sayılı İş Kanunun 25/II-ı maddesi uyarınca feshedildiği anlaşılmaktadır. Şoför olarak çalışan davacının kullandığı aracın sağ tarafına devrildiği ve bir zarar meydana geldiği açıktır. Davacının eyleminin feshi gerektirecek geçerli bir neden teşkil edip etmediğinin belirlenmesi için kusur oranı ve oluşan zarar miktarının kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerekir. Bu nedenle, gerekirse olayın meydana geldiği yerde bilirkişi aracılığı ile keşif yapılarak davacının kusurlu olup olmadığı tespit edilmeli, ayrıca oluşan zarar ile varsa kusura isabet eden zarar miktarı belirlenerek sonucuna göre feshin geçerli nedene dayanıp dayanmadığına karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.05.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.