Avukat Dinç Can Kaptan'ın BBC gazetesi Bilişim Suçları Dijital Şiddet üzerine son röportajını okumak için lütfen tıklayın.  Cumhuriyet Gazetesi'nde de yayınlanan bu röportajı Cumhuriyet Gazetesi üzerinden okumak için ise lütfen burayı tıklayın.

İngiltere Boşanma Tanıma Tenfiz

 

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2000/9486
Karar: 2000/10096
Karar Tarihi: 11.09.2000

ÖZET: Boşanma dosyası arasında bulunan vekaletnamenin davalı F. ait İstanbul Emniyet Müdürlüğünden verilmiş Pasaporta istinaden düzenlendiği, o dosya arasında bulunan Alman Mahkemesi kararında Almanya da bir adres gösterildiği ve nihayet boşanarak …haneye kaydının gittiği anlaşılmaktadır. Belirtilen inceleme ve soruşturmayı kapsamayan adres araştırmasıyla yetinilerek adresin meçhul olduğunun kabul edilmesi ve bunun sonucu olarak tebligatın ilanen yapılması savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır.

(7201 S. K. m. 10, 28) (743 S. K. m. 273)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Karar: 1- Ana ve baba vazifelerini ifa etmedikleri takdirde hakim, çocuğun himayesi için muhtezi tedbirleri ittihaz ile mükelleftir. (MK. m. 272) Çocuğun, bedeni veya fikri tekamülü tehlikede bulunur veya çocuk manen metrik bir halde kalırsa hakim çocuğu ana ve babadan alarak bir aile nezdine veya bir müesseseye yerleştirebilir. (MK. m. 273) Velayeti ifadan aciz veya mahcur olan, yahut nüfuzunu ağır surette suiistimal eden fahiş ihmalde bulunan ana ve babadan, hakim velayet hakkını nez edebilir. (MK. m. 274) Bu tedbirlerin alınması veya velayetin nez’ini gerektiren bir olayı öğrenen hakim kamu düzenini ilgilendiren bu konuda resen müdahale etmelidir. (Y.2.HD. sinin 19.2.1973 günlü ve 915/969 sayılı 2.4.1992 günlü 92/3630-3888 sayılı, 22.6.1999 günlü 6847-7169 sayılı kararları) Medeni Kanunun 274. maddesi uyarınca velayetin nez’ine ancak çok ciddi durumlar karşısında gidilmelidir. Çocuğun korunması için alınacak tedbirlerin mümkün olduğu kadar kademeli bir şekilde olması, daha hafif tedbirlerle yetinmek mümkün iken ağırına başvurulmaması gerekir. Bu sebeple deliller sorulup toplanmalı, hatta resen araştırma yapılmalı, mümkün oldukça ana baba dinlenmeli, eğer onların uyarılması ile çocuğun üzerindeki tehlikenin giderilmesi umulur ise onlar uyarılmalı veya yukarıda açıklanan diğer tedbirlere başvurulmalıdır.

Bu yönler düşünülmeden davacılar Büyük ana ve büyükbabanın davada sıfatı olmadığından söz edilip istek araştırılıp incelenmeden davanın reddi doğru görülmemiştir.

2- Öte yandan;

Tebligat, tebliğ yapılacak kişiye bilinen en son adresinde yapılır (Tebligat Yasası m.10). Tebliği alacak kişi bu adreste bulunmamışsa tebliğ memuru bulunabileceği yeri araştırır. Bulamazsa durumu, mahalle köy muhtarlıklarına doğruluğunu onaylatmak suretiyle tespit eder. (TY. m. 28) Durum, tebliği çıkaran kuruluşa bildirilir. İlgili kuruluş, tebligatı alacak kişi memursa yada ve esnaf ise adreslerini mensubu oldukları teşkilatlardan, avukatların adresini barodan, Adliye Bakanlığından; Askerse askerlik şubesinden, avunma Bakanlığından sorarak öğrenmeye çalışır (Tebligat tüzüğü Md. 13). Tebligat tüzüğünün 13. maddesine göre yapılan soruşturmaya rağmen ikametgahı, oturduğu yer veya işyeri bulunamamış ise o halde kişinin adresinin meçhul olduğu kabul edilerek (Teb. Tüz. m. 46) ilanen tebliğe karar verilebilir. Ancak belirtilen soruşturma biçimi sınırlayıcı değildir. Nitekim aynı maddenin ikinci fıkrasında bu durum açıklığa kavuşturulmuş, Tebligatı çıkaran merciin lüzum görmesi halinde adres soruşturmasını özel kuruluşlardan, dairelerden de yapması gereği ilk cümlede vurgulanmıştır. Belirtilen özel ve resmi kuruluşların içinde adres tespitinin yapılabileceği Nüfus, Tapu İdareleri, Belediye, Sivil Savunma gibi kuruluşlarda vardır.

Davada savunma hakkıyla sıkı sıkıya ilişkili olan adres araştırmasının zabıtaya yaptırılan bir inceleme ile sınırlı tutulması savunma hakkının kısıtlanmasına yol açabilecek bir durum yaratabilir.

Boşanma dosyası arasında bulunan vekaletnamenin davalı Fulyaya ait 5.7.1990 tarihli TR-D-071581 sayılı İstanbul Emniyet Müdürlüğünden verilmiş Pasaporta istinaden düzenlendiği, o dosya arasında bulunan 21.10.1993 günlü Alman Mahkemesi kararında Almanya da bir adres gösterildiği ve nihayet boşanarak Fatih-Koca Mustafapaşa Arabacı Beyazıt 0118 haneye kaydının gittiği anlaşılmaktadır.

O halde adres araştırmasının geniş bir çerçeve içinde ele alınması soruşturmanın çok yanlı ve özellikle kanuni karine ile tespit edilen ikametgahından Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şubesinden ve Almanya da belirlenen adresten, Almanya’da işçi ise Çalışma Bakanlığından yapılması gerekir.

Belirtilen inceleme ve soruşturmayı kapsamayan adres araştırmasıyla yetinilerek adresin meçhul olduğunun kabul edilmesi ve bunun sonucu olarak tebligatın ilanen yapılması savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır.

Sonuç: Temyize konu hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 11.09.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi.