Avukat Dinç Can Kaptan'ın BBC gazetesi Bilişim Suçları Dijital Şiddet üzerine son röportajını okumak için lütfen tıklayın.  Cumhuriyet Gazetesi'nde de yayınlanan bu röportajı Cumhuriyet Gazetesi üzerinden okumak için ise lütfen burayı tıklayın.

İcra Hukuku Tahliye

Kirasını zamanında ödemeyen kiracıları en hızlı şekilde çıkarmak için tahliye talepli icra takibi başlatılması gerekir. İcra hukuk tahliye işlemleri çok hızlı şekilde yürür ve sonuçlanır. Bu nedenle en çok tercih edilen tahliye yöntemidir.

Konu ile ilgili bir kaç örnek yargıtay kararı

 

T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/5791
Karar: 2006/7271
Karar Tarihi: 22.06.2006

ÖZET: Alacaklı kiralayan, borçlunun itirazı üzerine icra mahkemesinden <tahliye> istemeden, yalnız <itirazın kaldırılmasını> isteyebilir, icra mahkemesinin itirazın kaldırılmasına ilişkin kararından sonra alacaklı kiralayan buna dayanarak kararın kesinleşmesinden itibaren icra mahkemesinden borçlu kiracı hakkında tahliye davası açabilir. Bunu engelleyen bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Ancak itirazın kaldırılması kararı kesinleşmediğinden temerrüt olgusunun gerçekleştiği kabul edilemez.

(2004 S. K. m. 67, 269)

İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Davacı kiralayan tarafından davalı borçlu kiracı hakkında başlatılan haciz ve tahliye istekli icra takibi üzerine gönderilen ödeme emrine borçlunun vaki itirazı üzerine mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verilmesinden sonra davacı icra mahkemesine başvurarak kiralananın tahliyesini istemiştir. Mahkemece kiralananın tahliyesine karar verilmiş karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı alacaklı 1.9.2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak davalı borçlu hakkında haciz ve tahliye istekli olarak başlattığı icra takibi ile ödenmeyen 10.450.00.YTL asıl kira alacağının işlemiş faiziyle birlikte tahsilini istemiş, borçlu örnek 51 ödeme emrine yasal sürede yaptığı itirazında borca itiraz etmiştir. İİK’nın 269/2. maddesi uyarınca borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılır. Borçlu, takibe dayanak yapılan adi yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açıkça inkar etmediğinden kiracılık ilişkisinin varlığı kesinleşmiştir.

Davacı alacaklının itirazın kaldırılmasına ilişkin istemi Bakırköy 2. İcra Hakimliğince incelenmiş, ve 21.12.2005 gün ve 2005/1529-1579 Esas ve Karar sayılı dosyada itirazın kaldırılmasına karar verilmiştir. Yargıtay’ca onanan kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.

Alacaklı kiralayan, borçlunun itirazı üzerine icra mahkemesinden <tahliye> istemeden, yalnız <itirazın kaldırılmasını> isteyebilir, icra mahkemesinin itirazın kaldırılmasına ilişkin kararından sonra alacaklı kiralayan buna dayanarak kararın kesinleşmesinden itibaren icra mahkemesinden borçlu kiracı hakkında tahliye davası açabilir. Bunu engelleyen bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Ancak itirazın kaldırılması kararı kesinleşmediğinden temerrüt olgusunun gerçekleştiği kabul edilemez. Mahkemece yapılacak iş Bakırköy İcra Mahkemesinin 21.12.2005 gün ve 2005/1529 -1579 sayılı kararının kesinleştirilmesi sağlanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Karar bu nedenle bozulmalıdır.

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/2871
K. 2006/5225
T. 11.5.2006
• TAHLİYE DAVASI AÇMA SÜRESİ ( İtirazın Kaldırılması Davası Devam Etmekte İken Her Zaman Açılabileceği – İtirazın Kaldırılması Kararı Kesinleşmiş İse Bu Takdirde Tahliye Davası İtirazın Kaldırılması Kararının Kesinleşmesinden İtibaren Altı Ay İçinde Açılması Gereği )
• İTİRAZIN KALDIRILMASI ( Kararı Kesinleşmiş İse Bu Takdirde Tahliye Davası İtirazın Kaldırılması Kararının Kesinleşmesinden İtibaren Tahliye Davası Altı Ay İçinde Açılması Gereği )
• HACİZ VE TAHLİYE İSTEKLİ TAKİP ( İtirazın Kaldırılması Davası Devam Etmekte İken Her Zaman Taliye İstenebileceği – İtirazın Kaldırılması Kararı Kesinleşmiş İse Bu Takdirde Tahliye Davası İtirazın Kaldırılması Kararının Kesinleşmesinden İtibaren Altı Ay İçinde Açılması Gereği )
• TAKİBE İTİRAZ ( Tahliye İstemeden Doğrudan İtirazın Kaldırılmasını Talep Edilebileceği )
2004/m.269/a
ÖZET : Uyuşmazlık, haciz ve tahliye istekli icra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine borçlunun vaki itirazı üzerine mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verilmesinden sonra kiralananın tahliyesine ilişkindir.

Kiralayan, icra takibine vaki itiraz üzerine tahliye istemeden doğrudan itirazın kaldırılmasını talep edebilir.

İtirazın kaldırılması davası devam etmekte iken tahliye davası her zaman açılabilir. Şayet itirazın kaldırılması kararı kesinleşmiş ise bu takdirde tahliye davası itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde açılmalıdır.

DAVA : İcra mahkemesince verilmiş bulunan karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Uyuşmazlık, haciz ve tahliye istekli icra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine borçlunun vaki itirazı üzerine mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verilmesinden sonra kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkeme uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden söz ederek istemin reddine karar vermiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı alacaklı 15.05.2002 başlangıç tarihli beş yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak davalı borçlu hakkında haciz ve tahliye istekli olarak başlattığı icra takibi ile ödenmeyen 19.000.000.000.TL asıl kira alacağının işlemiş faiziyle birlikte tahsilini istemiş, borçlu örnek 51 ödeme emrine yasal sürede yaptığı itirazında borca ve kiracılık ilişkisine karşı çıkmıştır. İİK’nın 269/2. maddesi uyarınca borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılır. Borçlu, takibe dayanak yapılan adi yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açıkça inkar etmediğinden kiracılık ilişkisinin varlığı kesinleşmiştir.

Davacı alacaklının itirazın kaldırılmasına ilişkin istemi Derinkuyu İcra Hakimliğince incelenmiş, 19.07.2004 gün ve 2004/4-10 sayılı kararla taraflar arasındaki kira ilişkisinin varlığı kabul edilerek takip konusu borcun ödendiği kanıtlanamadığından borçlunun itirazının kaldırılmasına ve takibin devamına karar verildiği görülmüştür, davacı alacaklı itirazın kaldırılması kararından sonra eldeki bu dava ile temerrüt sebebiyle davalının tahliyesini istemektedir.

Alacaklı kiralayan, borçlunun itirazı üzerine icra mahkemesinden “tahliye” istemeden, yalnız “itirazın kaldırılmasını” isteyebilir, icra mahkemesinin itirazın kaldırılmasına ilişkin kararından sonra alacaklı kiralayan buna dayanarak kararın kesinleşmesinden itibaren icra mahkemesinden borçlu kiracı hakkında tahliye davası açabilir. Bunu engelleyen bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Ancak bu gibi hallerde tahliye davasının hangi tarihten başlayarak ne kadar sürede açılması gerektiği hususu önem kazanmaktadır. Şayet itirazın kaldırılması davası devam etmekte ise tahliye davası yargılama devam ettiği sürece her zaman açılabilir. Eğer itirazın kaldırılması kararı kesinleşmiş ise bu takdirde tahliye davası itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde açılmalıdır. Zira İİK’nın 269/a maddesinde “takibin kesinleşmesi halinde tahliye davasının ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde açılması gerektiği” öngörülmüştür. Yasa koyucunun amacının 269/a maddesinde olduğu gibi tahliye davası için süre bakımından bir sınırlama getirmek olduğuna göre bu madde de öngörülen sürenin itirazın kaldırılması kararının kesinleşmesini müteakip açılacak tahliye davalarında da uygulanması gerekir. Ne var ki gerek kararın içeriğinden gerekse yukarıda sözü edilen itirazın kaldırılmasına ilişkin mahkeme kararının incelenmesinden kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş Derinkuyu İcra Mahkemesinin 19.07.2004 gün ve 2004/4-10 sayılı kararının kesinleştirilmesi sağlanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.