Avukat Dinç Can Kaptan'ın BBC gazetesi Bilişim Suçları Dijital Şiddet üzerine son röportajını okumak için lütfen tıklayın.  Cumhuriyet Gazetesi'nde de yayınlanan bu röportajı Cumhuriyet Gazetesi üzerinden okumak için ise lütfen burayı tıklayın.

Bilişim Suçları

 

T.C.
YARGITAY
11. CEZA DAİRESİ
E. 2003/14577
K. 2006/1628
T. 7.3.2006

DOLANDIRICILIK VE HIRSIZLIK ( Çalıntı Olduğunu Bildiği Kredi Kartını Alışverişte Kullanan Sanığın Eylemi Bankayı Aracı Kılmak Suretiyle Dolandırıcılık Suçunu Oluşturduğu )
ÇALINTI KREDİ KARTI ( Alışverişte Kullanan Sanığın Eylemi Bankayı Aracı Kılmak Suretiyle Dolandırıcılık Suçunu Oluşturduğu – Dolandırıcılık ve Hırsızlık )
BANKAYI ARACI KILMAK SURETİYLE DOLANDIRICILIK ( Çalıntı Olduğunu Bildiği Kredi Kartını Alışverişte Kullanan Sanığın Eylemi )
765/m. 504
5237/m.158

 

ÖZET : Sanığın, çalıntı olduğunu bildiği kredi kartını benzin alımında POS cihazından geçirerek kullandığı iddia edilmiştir. Alışverişte kredi kartı kullanımı sırasında işyeri çalışanlarının şüphelenmesi üzerine sanıktan kimlik sorulmuştur. Sanığın kimlik ibraz etmemesi üzerine bankanın aranması sonucu kredi kartının çalıntı olduğu anlaşılmıştır. Çalıntı olduğu bilinen kredi kartının kullanılması bankayı aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturmasına rağmen yerel mahkemece yazılı gerekçe ile beraate karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

 

DAVA : Dolandırıcılık ve hırsızlık suçlarından sanıklar İ. ve H’nin yapılan yargılaması sonunda; sanık H’nin dolandırıcılık suçundan beraatine, her iki sanığın hırsızlık suçundan mahkumiyetlerine dair TRABZON Ağır Ceza Mahkemesi’nden verilen 16.05.2002 gün ve 2001/184 Esas, 2002/157 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi sanıklar müdafii ile o yer C.Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığı’nın düzeltilerek onama-bozma isteyen 27.10.2003 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle, incelenerek gereği görüşüldü:

 

KARAR : I- Sanık H. hakkında “dolandırıcılık” suçundan kurulan beraat hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde:

 

Sanığın şikayetçiye ait kredi kartım çalıştığı işyerindeki soyunma odasından çalıp, arkadaşları vasıtasıyla tanıştığı ve hakkında beraat hükmü kurulan H. vasıtasıyla benzin alımında POS cihazından geçirterek alışverişte kullandığının iddia ve kabul olunmasına, alışverişin yapıldığı benzin istasyonunda pompacı olarak çalışan tanıklar M. ve Ö’nün hazırlık beyanlarında H’yi müşterileri olması nedeniyle şahsen tanıdıklarını ancak, ismini bilmediklerini, olaydan sonra öğrendiklerini, H’nin daha önceleri düşük meblağlı benzin aldığını, bu alışverişte yüksek meblağlı ve üstelik kartla iki kez çekim yaptırması üzerine Ö’nün şüphelenip kimliğini istediğinde “Biz üç kağıtçımıyız” diyerek kimlik göstermekten kaçınması üzerine durumu patronlarına bildirdiklerini, patronlarının da banka aracılığıyla kart sahibine ulaştığını beyan etmelerine göre; sanığın çalıntı kredi kartım bankanın maddi varlıklarından olan POS cihazından geçirmek suretiyle alışverişte kullanarak bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin sübuta erdiği ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 504/3. madde ve fıkrası uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden görevli pompacı tanıkların kimlik sormadıkları ve kartla işlem yaptıran H’yi tanıdıkları, bu nedenlerle suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, yasaya aykırı;

 

II- Her iki sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümlere yönelen temyiz itirazlarına gelince;

 

Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin sübuta ilişkin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve taktirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar müdafiinin sübutun bulunmadığına ilişen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:

 

Hükümden sonra, 01.05.2005 tarihinde yürürlüğe giren, 5335 Sayılı Yasanın 22. maddesi ile 5083 Sayılı Yasanın 2. maddesine eklenen son fıkra uyarınca, bir Yeni Türk Lirasının altında kalan tutarların atılmasında ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7 ve 5349 Sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9. maddeleri uyarınca; anılan kanunlar değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini ile 5395 Sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin gözetilmesinde zorunluluk bulunması,

 

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafii ile o yer C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321 ‘inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.