Avukat Dinç Can Kaptan'ın BBC gazetesi Bilişim Suçları Dijital Şiddet üzerine son röportajını okumak için lütfen tıklayın.  Cumhuriyet Gazetesi'nde de yayınlanan bu röportajı Cumhuriyet Gazetesi üzerinden okumak için ise lütfen burayı tıklayın.

Nafakanın Artırılması Talepli Dava

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/6436

K. 2005/7115

T. 23.6.2005

• NAFAKA TALEBİ ( Gelecek Yıllarda Ne Şekilde Ödeneceğine İlişkin Bu Tür Hükümler Taraflar Yönünden Yeni Bir Nafaka Davası Açılıncaya Kadar Kesin Hüküm Niteliğinde Olduğu )

• NAFAKANIN ARTTIRILMASI VE EKSİLTİLMESİ ( Tarafların Gelir ve Giderlerinde Önemli Değişikliklerin Olması Halinde Bile Nafakanın Artırılması ya da Eksiltilmesi Taleplerinin Kesin Hüküm Nedeni İle Reddi Gerekeceği )

• İŞTİRAK NAFAKASI ( Küçüğün Barınma Giyinme Beslenme Eğitim Ulaşım Gibi Zorunlu Giderleri Bulunduğu )

• AYLIK GELİRİ BULUNAN ANNE ( Katkı Payı da Gözetilerek Küçüğün Zorunlu Giderleri İçin Yeterli Miktarda Olup Olmadığı Araştırılarak Hasıl Olacak Sonuca Göre Bir Karar Verilmesi Gereği )

1086/m.427/2

4721/m.182,176/son,365

ÖZET : Nafakanın gelecek yıllarda ( dönemlerde ) ne şekilde ödeneceğine ilişkin bu tür hükümler taraflar yönünden yeni bir nafaka davası açılıncaya kadar kesin hüküm niteliğinde olup, buradaki amaç her yıl emek ve masraf sarfı ile artırım davası açılmadan, tarafların gelir seviyesine göre nafakada belli bir oranda artırımın sağlanmasıdır. Aksi takdirde tarafların gelir ve giderlerinde önemli değişikliklerin olması halinde bile nafakanın artırılması ya da eksiltilmesi taleplerinin kesin hüküm nedeni ile reddi gerekecektir ki, bu da hükmün düzenleniş amacına terstir.
Öte yandan, iştirak nafakası içerisinde küçüğün barınma, giyinme, beslenme, eğitim, ulaşım gibi zorunlu giderleri bulunmakta olup, mahkemece bu yön ve davacının talebi dikkate alınarak artış hükmü ile birlikte küçük için ödenmekte olan nafakanın, aylık geliri bulunan annenin katkı payı da gözetilerek küçüğün zorunlu giderleri için yeterli miktarda olup olmadığı araştırılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin reddine dair 6.4.2005 tarihli kararda davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 21.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Yasa ile değişik 427/2 maddesi ile taşınır mal ve alacak davalarında temyiz sınırı 1.000.000.000 lira olarak hüküm altına alınmıştır.
Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E.-235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır.
Temyize konu edilen karar 5219 sayılı yasının yürürlüğe girdiği 21.7.2004 tarihinden sonra verilmiş olup yıllık nafaka miktarı ( farkı ) 1.000.000.000 liradan fazladır.
Ancak, mahkemenin 6.4.2005 tarihli kararı ile temyiz talebinin reddine karar verildiğinden red kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
KARAR : Davada, küçük için hükmedilen önceki iştirak nafakasının okul ve diğer masraflarını karşılamadığı ileri sürülerek artırılması istenilmiş, mahkemece; Beykoz 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/407 E- 653 K.sayılı ilamı ile küçük için hüküm altına alınan nafakanın “her yılın ocak ayından itibaren D.İ.E’nin bir önceki yılın TÜFE artış oranına göre” artırılmasına karar verildiği, buna göre davacının artırım istemi ile dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddi cihetine gidilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Türk Medeni Kanununun 182,176/son ve 365, maddelerinde, mahkemece istek halinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile nafaka alacaklısının gelir seviyesi dikkate alınarak gelecek yıllarda ( dönemlerde ) emek ve mali külfet isteyen artırım davası yerine, irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin miktarının ne olacağının karar altına alınabileceği hükme bağlamıştır.
Ancak, nafakanın gelecek yıllarda ( dönemlerde ) ne şekilde ödeneceğine ilişkin bu tür hükümler taraflar yönünden yeni bir nafaka davası açılıncaya kadar kesin hüküm niteliğinde olup, buradaki amaç her yıl emek ve masraf sarfı ile artırım davası açılmadan, tarafların gelir seviyesine göre nafakada belli bir oranda artırımın sağlanmasıdır. Aksi takdirde tarafların gelir ve giderlerinde önemli değişikliklerin olması halinde bile nafakanın artırılması ya da eksiltilmesi taleplerinin kesin hüküm nedeni ile reddi gerekecektir ki, bu da hükmün düzenleniş amacına terstir.
Öte yandan, iştirak nafakası içerisinde küçüğün barınma, giyinme, beslenme, eğitim, ulaşım gibi zorunlu giderleri bulunmakta olup, mahkemece bu yön ve davacının talebi dikkate alınarak artış hükmü ile birlikte küçük için ödenmekte olan nafakanın, aylık geliri bulunan annenin katkı payı da gözetilerek küçüğün zorunlu giderleri için yeterli miktarda olup olmadığı araştırılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.