Avukat Dinç Can Kaptan'ın BBC gazetesi Bilişim Suçları Dijital Şiddet üzerine son röportajını okumak için lütfen tıklayın.  Cumhuriyet Gazetesi'nde de yayınlanan bu röportajı Cumhuriyet Gazetesi üzerinden okumak için ise lütfen burayı tıklayın.

Doktorun Hukuki Sorumluluğu, Doktorun Tazminat Sorumluluğu

Doktorların hukuki sorumluluğu incelenirken öncelikle hasta hakları hususu göz önüne alınmalıdır. Hasta hakları, Sosyal Haklar kapsamında yer alır. Anayasal olarak da, 1982 Anayasası’nın değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif konusu dahi yapılamayacak olan maddelerinden 2. maddede “Sosyal Devlet” ilkesi ile güvence altına alınmıştır. Bu ilke gereği Devlet, hasta haklarının temini ve korunması için gerekli çalışmaları, eylem ve işlemleri yapmak durumundadır. Eğer doktorlar bu görevlerini gereği gibi yerine getirmezse doktorun tazminat sorumluluğu doğar

Ayrıca Anayasa md.17 gereği;
I. Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı MADDE 17. – Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.

Tarihî gelişmelere bakarsak; Milâttan Önce 17. ve 18. Yüzyıllarda, Mısır ve Mezopotamya uygarlığında, deney ve teknik bir takım yollara dayalı, sihirle karışık bir tıbbın uygulandığı yazılı belgelerden anlaşılmaktadır. M.Ö. 5. Yüzyılda, doktorların pîri olarak bilinen Hipocrates ve ondan sonra, bilgin Galenos’un kurduğu okullarda, aklî bir yönteme ve gözleme dayanarak elde edilen bilgilerle düzene konulan tıp ilmi, 15. Yüzyıla kadar, Galenos’un Tanrı taraftarı felsefesinin de etkisiyle Musevi, Hıristiyan ve Müslüman dünyasına hâkim olmuştur (1).

Hekimlerin hukuken sorumlu olabilecekleri durumları incelerken, önce kamu hastanelerinde çalışan hekimler ve özel hastanelerde çalışan hekimler olarak bir tasnife gitmek ve sonra da kamu hastanelerinde çalışan hekimleri kendi özel muayenehanelerinde yaptıkları faaliyetler ve bünyesinde çalıştıkları devlet hastanelerinde yaptıkları faaliyetler şeklinde gruplandırarak ayrı ayrı açıklamak gerekir.

Özel Doktorlar Sorumluluğu

Kamu hastanelerine bağlı hekimlerin özel muayenehanelerindeki sorumluluğu:
Hekimin özel muayenehanesinde hekim ile hasta arasında “tedavi sözleşmesi” kurulur. Bu sözleşmenin kurulabilmesi için iki temel şart vardır:
1. Hekimin özel muayenehanesinin olması,
2. Hekimin özel hastaneye bağlı olarak çalışmaması.

Doktor ve hasta arasındaki hukuki ilişki ve bu hukuki ilişkiden kaynaklanacak tıbbi sorumluluk iki şekilde karşımıza çıkmaktadır.

a. Doktor ile hasta arasında yapılmış bir sözleşmeden,
b. Sözleşme dışında kalan bir haksız fiilden

Doktorun Sözleşmeden Kaynaklanan Sorumluluğu

Doktor ve hasta açıkça bir sözleşme düzenlemişler veya aralarında zımni bir sözleşme ilişkisi içerisine girmişlerse, hukuki sorumluluk bu sözleşme hükümlerine gore belirlenir. Doktorun hukuki sorumluluğu , bir sözleşme ile taahhüt altına giren doktorun, bu sözleşmeden kaynaklanan görevlerini hiç yerine getirmemesi veya gereği gibi yerine getirmemesi neticesinde, hastanın uğradığı zararın tazmini şeklinde olacaktır.

Bunun için ;
a. Doktor ve Hasta arasında bir sözleşme yapılmış olmalıdır. Bu sözleşme yazılı bir sözleşme olabileceği gibi , zımni bir sözleşme de olabilir.

b. Yapılan Sözleşmenin İhlal Edilmiş Olması Gereklidir. Doktor ve Hasta arasında yapılmış olan sözleşmenin Borçlar kanunu 96. maddesine göre “hiç veya gereği gibi ifa edilmemiş” olması gerekir. Doktorun bu sözleşme ile yüklendiği edim, hastalığın teşhisi, hastalığı iyileştirilmesi ya da hastanın çektiği acının hafifletilmesidir. Doktorun üzerine düşen görevleri yerine getirmemesi sözleşmenin ihlali anlamına gelecektir.

c. Zarar Meydana gelmelidir. Doktorun sorumluluğunun doğmasının en önemli şartı , zararın meydana gelmiş olmasıdır. Herhangi bir zararın doğmadığı durumlarda tazminattan sözedilemez. Sağlık hukukunda maddi zarar , Doktorun sözleşmeye uygun bir tedavi yapması halinde , hastanın kavuşacağı sağlık durumu ile halen yapılmış olan hatalı tedavi neticesinde oluşan farkı ifade eder. Manevi zarar ise yapılan hatalı tedavi neticesi, hastanın bedebsel ve manevi acısı ile, hayattan aldığı zevkte oluşan azalmadır.

d. Meydana Gelen Zarar Doktorun Kusuru İle Oluşmuş Olmalıdır. Borçlar Kanunu 96. maddesine göre doktorun sorumlu tutulabilmesi için , tedaviden kaynaklanan sorumluluklarını bilerek veya ihmalen yerine getirmemiş olması gereklidir. İlgili maddeye göre sorumluluklarını hiç veya gereğince yerine getirmeyen kişi sorumlu olacaktır. Kusurunun olmadığını ispat doktora düşecektir.

e. İlliyet Bağı Meydana gelen olay ile Doktorun görevini hiç yerine getirmemesi veya gereği gibi yerine getirmemesi arasında bir ilişki yoksa, doktorun sorumluluğu doğmayacaktır. Zarar , Doktorun görevini yerine getirmemesi neticesi doğmuş olmalıdır. Bu durumun ispatı , zarar gören veya bunu iddia edene düşer.