Avukat Dinç Can Kaptan'ın BBC gazetesi Bilişim Suçları Dijital Şiddet üzerine son röportajını okumak için lütfen tıklayın.  Cumhuriyet Gazetesi'nde de yayınlanan bu röportajı Cumhuriyet Gazetesi üzerinden okumak için ise lütfen burayı tıklayın.

Anlaşmalı Boşanma Sonrası Mal Rejiminin Tasfiyesi Davası

T.C.
Y A R G I T A Y
2.HUKUK DAİRESİ
SAYI:
ESAS KARAR
2006/9383 2007/1228
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ :İzmir 5.Aile Mahkemesi
TARİHİ :19.122005
NUMARASI :819-1201
DAVACI :F. D.
DAVALI :M.R. D.
DAVA TÜRÜ :Mal Rejiminin Tasfiyesi
TEMYİZ EDEN avacı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesine yönelik olup 25.8.2005 tarihinde açılmıştır.
Boşanma davası 16.9.2002 tarihinde açılmış, tarafların boşanmalara ilişkin karar 2.6.2004 günü kesinleşmiştir.
Davalı vekili 24.10.2005 havale tarihli dilekçesinde Türk Medeni Kanununun 178. maddesinde yazılı bir yıllık süre geçtiğinden bahisle zamanaşımı definde bulunmuş, mahkemece dava tarihi ile boşanma hükmünün kesinleştiği tarih arasında bir yıldan fazla zaman geçtiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Katılma alacağının zamanaşımı konusunda 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda bir hüküm mevcut değildir. Borçlar Kanununun 125. maddesi uyarınca; kural olarak alacak davaları on senelik zamanaşımına tabidir. Borçlar Kanununun 125. maddesindeki “bu konuda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava on senelik müruru zamana tabidir” hükmündeki (her dava) sözcüklerini “bütün alacaklar” tarzında anlamak gerekir. Zamanaşımının başlangıcı da mal rejiminin sona erdiği tarihtir. (MK.m.225) Türk Medeni Kanununun genel nitelikli hükümler kenar başlığını taşıyan 5. maddesi uyarınca Borçlar Kanununun zamanaşımına ilişkin hükümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. Olayda, 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Bu nedenle davalının zamanaşımı itirazının reddi ile işin esası hakkında gösterilecek deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.05.02.2007 (Pzt.)

Başkan Üye Üye Üye Üye
Hakkı Dinç Necati Söz Nail Özkılıç Halim Kayapınar Ö.Uğur Gençcan (Muhalif)
-2-
KARŞI OY YAZISI

Tarafların dava dosyasında mevcut nüfus kayıt örneğine göre 2.6.2004 tarihinde boşandıkları, davacı kadın tarafından 25.8.2005 tarihinde katılma alacağı (TMK m. 231) davası açıldığı ve davalı koca tarafından ileri sürülen zamanaşımı def’i üzerine yerel mahkeme tarafından “TMK m. 178 hükmüne göre evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı gerekçesiyle zamanaşımı sebebiyle davanın reddine verildiği, davacı tarafından davanın süresi içinde açıldığı gerekçesiyle hükmün temyiz edildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda “görüş birliği” vardır.
Çekişme nedir?;
Tarafların 8.4.1978 tarihinde evlendikleri ve 2.6.2004 tarihinde boşandıkları, aralarında bir mal rejimi sözleşmesi yapmadıkları için 1.1.2002-2.6.2004 tarihleri arasında kural mal rejimine (yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi) (= TMK. m. 202 f.I, 218-241) tabi oldukları (4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 10 f. II) bellidir.
Eşler arasında yapılmış bir mal rejimi sözleşmesi bulunmadığı için eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere 1.1.2002-2.6.2004 tarihleri arasında davalı kocanın edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktarın yarısı üzerinde katılma alacağı bulunan davacı kadın katılma alacağına (TMK m. 231) ilişkin istemini ne zaman gerçekleştirebilir?
Ne sebepten doğmuş olursa olsun “her türlü alacak” kural olarak zamanaşımına tabi olduğundan (EREN, s. 1234-1235, OĞUZMAN/ÖZ, s. 445) mal rejimlerine yönelik alacaklar için de belirli bir süre sessiz kalınırsa bu hareketsizlik o alacağın artık dava edilmesine engel oluşturur. Başka bir anlatımla zamanaşımı (Verjaehrung) söz konusu olur. (EREN, s. 1232, OĞUZMAN/ÖZ, s. 442, TEKİNAY, s. 829)
Edinilmiş mallara katılma rejiminde eşlerin katılma alacağından (TMK m. 231) doğan alacak hakkı ile ilgili olarak zamanaşımı hakkında kanunda bir düzenleme bulunmamaktadır.
1) ZAMANAŞIMI SÜRESİ
BK. m. 132 b. 3 hükmüne göre evlilik süresince eşlerin birbirinden olan alacakları için zamanaşımı işlemez.
Eşler arasındaki mal rejimi ne olursa olsun, alacak ne zaman doğmuş olursa olsun BK. m. 132 b. 3 hükmü uygulanır. (BECKER, s. 138, OĞUZMAN/ÖZ, s. 451)
Hemen belirtmeliyiz ki dönüştürme davası (TMK m. 206) sonucu mal ayrılığına geçilmişse ya da eşler başka bir mal rejimine geçmişlerse (TMK m. 203) katılma alacağı (TMK m. 231) evlilik sırasında da doğar.
Zamanaşımı süresi eşler arasında mal rejimi sözleşmesi bulunup bulunmadığına göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir.